Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Stres Ve Hormonlar Bir Annenin Doğumuna Nasıl Etki Eder?

Stres Ve Hormonlar Bir Annenin Doğumuna Nasıl Etki Eder? Elif Aydın Şekil 1   Doğumda maternal ve fetal değişimler çok önemlidir ama bu değişimler üzerine pek durulmaz. Aynı zamanda endokrin sistemi, fetüs ile annenin etkileşiminde etkilidir ve bunun üzerine de durulmamaktadır. Oysa doğumun başlaması, sonlanması ve doğum sırasında bu etkileşim çok önemli bir yere sahiptir. Doğumun başlamasında dört faktör bulunmaktadır. Fetal hipotalamik-pituiter-adrenal aksın (HPA) olgunlaşması ile fetüsün dış ortamda yaşayabilmesi için kortizol salınımının olmasıdır Doğum sürecinin başlamasında etkili hormonal salınımların olmasıdır Myometriumdaki hormon reseptörlerinin aktif olmaya başlamasıdır. Uterus kaslarının etkili kontraksiyonunu ve ilerleyici servikal dilatasyonu sağlayacak olan uterin kasların içerisinde bulunan intrensek faktörler dir.  (Romano ve Lothian, 2007) DOĞUM SÜRECİNİ BAŞLATMADA NÖROENDOKRİN SİSTEM İLİŞKİSİ   Doğumun başlamasında hormonların işlevi çok büyüktür (Romano ve L

Hamilelik Sırasında Müzik Dinlemenin Bebek Üzerinde Etkisi

  Hamilelik  Sırasında Müzik Dinlemenin Bebek Üzerinde Etkisi Beste Karakuş   Hamilelik dönemi, bir kadının hayatında çok önemli bir yere sahiptir. Anne adayı, vücudundaki değişikliklere adapte olmaya ve kendini anne rolüne hazırlamaya çaba sarf eder.  Bu dönem, bazı anne adayları için çok huzurlu, heyecanlı ve sıkıntısız geçse de özellikle ilk hamileliği olan anne adaylar için stres, uykusuzluk ani duygu değişimleri çok yaygın olarak görülür. Anne adayının yaşadığı bu stres ve duygu durum değişiklikleri  bebeği de etkiler (Wulff ve ark. 2020). Şekil 1   Anne karnında gelişmekte olan sinir sistemi, sayısız etkilere maruz kalmaktadır (Arya ve ark.2012).  Hamile kadınların yaşadığı stresle beraberinde gelen depresyon semptomlarını tespit edip bu semptomları iyileştirmek bebeğin gelişimi için çok önemlidir. Hamilelik sürecinde birçok anne adayı olası yan etkilerinden dolayı ilaç kullanmak istememektir. Bu semptomları azaltmak için daha farklı farmakolojik olmayan yollara başvurulmuştur.

Anne Karnında İlk Gen Terapisi

  Anne Karnında İlk Gen Terapisi Sude Coşkun   “Kaderimizin yıldızlarımızda olduğunu düşünüyorduk ama artık büyük ölçüde kaderimizin genlerimizde olduğunu biliyoruz” demiş James Watson. Gerçekten de çok doğru bir cümle bu cümle. Kalıtımın işlevsel birimlerinin genler olduğunu öğrendiğimizden beri çok şey kazandık diyebiliriz. Bunlardan birisi de gen terapisi yöntemi. Şekil 1   Birçok hastalık aslında genlerimizdeki bozukluklardan dolayı meydana geliyor ve biz bu hastalıklara genetik hastalıklar diyoruz. Çok fazla sayıda gene sahip olduğumuz için de çok farklı genetik hastalıklar mevcut. Peki bu hastalıkların bir tedavisi var mı? Farklı genetik hastalıklar için farklı tedavi yöntemleri bulunsa da en ilgi çeken tedavi yöntemi gen terapisi olarak karşımıza çıkıyor.    Gen terapisi yönteminde genin ürünü olan protein eğer kusurlu ise bu kusurlu ürünü değiştirmek veya bozulmuş genin yerine yeni terapötik genleri getirmek amaçlanmaktadır. Gen terapisi, genetik hastalıklar, kalp hastalıkları

Hamilelikte C Vitamininin Önemi

Hamilelikte C Vitamininin Önemi Dilanur Gümüşkaya Tüm dünyada hamilelik döneminde, anne adayları birçok komplikasyonla kar ş ı kar ş ıya gelebilmektedir. Bu komplikasyonlardan bazıları; preeklampsi , intrauterin büyüme gerili ğ i ve maternal anemi dir. Ş ekil 1: Hamilelikte anne adaylarının kar ş ıla ş abilece ğ i bazı riskler. Antioksidan, onarıcı, geli ş tirici birçok özelli ğ i olan C vitamini hamilelikte önemli bir kriter olarak görülmektedir. Hamilelikte C vitamini varlı ğ ının; preeklampsi, intrauterin büyüme gerili ğ i ve maternal anemi gibi gebelik komplikasyonlarının görülme riskini azaltabilece ğ i dü ş ünülmektedir. Bu durum hamilelikte C vitamini takviyesini akıllara getirmi ş tir. Fakat öncesinde bu uygulamanın etkinli ğ i ve güvenilirli ğ i test edilmek durumundadır. Yapılan birçok ara ş tırmada çe ş itli biçimlerde C vitamini takviyesi yapılan gebelerde; takviye biçiminin getirdi ğ i farklar ve yan etkiler incelenmi ş tir. Hamile ve komplikasyona açık olan kadınlar çalı

Alternatif Splizing Olayının Polikistik Over Sendromu (PCOS) Üzerindeki Etkisi

Alternatif Splizing Olayının Polikistik Over Sendromu (PCOS) Üzerindeki Etkisi  Beyza Gülçin Eracun Polikistik Over Sendromu (PCOS)  Şekil 1   Polikistik over sendromu (PCOS) endokrin bozukluklar nedeniyle anormal folikül gelişimiyle sonuçlanan ve kısırlığa neden olabilen bir hastalıktır. Genellikle üreme çağındaki kadınlarda gözlemlenen bir hastalıktır. Ciltte yağlanma, sivilcelenme, tüylenme, saç dökülmesi ve en önemlisi kanda androjen hormonunun artışı PCOS belirtilerindendir. Androjenlerin PCOS Ü zerindeki E tkileri   Androjen hormonları kadınlarda yumurtalıklarda, ciltte ve böbrek üstü bezlerden salgılanırlar ve hirsutizm , akne, ve kadın tipi saç dökülmesi (FPHL) gibi olaylardan sorumludurlar (Bienenfeld A. ve diğer.(2019)).   Yumurtalıklarda oositleri çevreleyen ve hormon salınımında görevli granüloza hücreleri bulunmaktadır. Androjen hormonlarının bağlandığı androjen reseptörleri folikül gelişiminin pek çok aşamasında granüloza hücreleri tarafından ifade edilmekte ve gra

Anne Sütü

  Anne Sütü   Beyza Gülçin Eracun   Anne sütü, bebeklerin bağışıklık sistemlerinin ihtiyaçları olan molekülleri sağlayan ve temel besin kaynakları olan biyolojik bir sıvıdır. Bebekler, doğumlarından itibaren ilk 6 ay boyunca yalnızca anne sütü almalıdırlar. İlerleyen zamanlarda ise bebeğin ihtiyacı göz önünde bulundurularak hem annenin hem de bebeğin isteği üzerine bebekler, 1-2 yıl ek süre içerisinde ek gıdaların yanında anne sütü de alabilmektedirler. Bebeklerin anne sütü ile beslenmesi hem gelişim süreçlerinin düzgün ilerlemesi açısından hem de bağışıklık sistemlerinin çeşitli hastalıklara karşı bebekleri koruması açısından oldukça önemlidir.   Şekil 1   ABD Sağlık İnsani Hizmetler Departmanı’nın yaptığı çalışmalar sonucunda otitis media (orta kulak iltihabı), astım, üst solunum yolu hastalıkları ve çölyak hastalığı gibi birçok hastalığın bebeklerde gözlemlenme oranları ile anne sütü ile beslenme süreleri arasında çeşitli ilişkilerin olduğunu açıklamıştır. Emzirme süresinin artı