Ana içeriğe atla

Hamilelikte C Vitamininin Önemi


Hamilelikte C Vitamininin Önemi

Dilanur Gümüşkaya

Tüm dünyada hamilelik döneminde, anne adayları birçok komplikasyonla karşı karşıya gelebilmektedir. Bu komplikasyonlardan bazıları; preeklampsi, intrauterin büyüme geriliği ve maternal anemidir.

Şekil 1: Hamilelikte anne adaylarının karşılaşabileceği bazı riskler.

Antioksidan, onarıcı, geliştirici birçok özelliği olan C vitamini hamilelikte önemli bir kriter olarak görülmektedir.

Hamilelikte C vitamini varlığının; preeklampsi, intrauterin büyüme geriliği ve maternal anemi gibi gebelik komplikasyonlarının görülme riskini azaltabileceği düşünülmektedir. Bu durum hamilelikte C vitamini takviyesini akıllara getirmiştir. Fakat öncesinde bu uygulamanın etkinliği ve güvenilirliği test edilmek durumundadır.

Yapılan birçok araştırmada çeşitli biçimlerde C vitamini takviyesi yapılan gebelerde; takviye biçiminin getirdiği farklar ve yan etkiler incelenmiştir. Hamile ve komplikasyona açık olan kadınlar çalışmalara dahil edilmiş, C vitamini verilen gruplar ve plasebo (içeriksiz doz) verilen kontrol grupları oluşturulmuştur. Veriler analiz edildiğinde ne yazık ki C vitamininin bu komplikasyonlar üzerindeki etkisini kesinleştirecek sonuçlar alınamamıştır. Preeklampsi ve Intrauterin büyüme geriliği için; C vitamini alan grup ile kontrol grubu arasında anlamlı farklar gözlenememiştir. Çalışmalar, C vitamininin bu tip komplikasyonlarda riski azalttığını fakat tamamen ortadan kaldıramadığını gözler önüne sermiştir.

Şekil 2

Öte yandan hamilelik boyunca sigara içen kadınlarda gerçekleştirilen C vitamini takviyesi çalışmaları ise şaşırtıcı sonuçlara yol açmıştır. Hamilelik döneminde annenin sigara içmesinin, bebeğin akciğer fonksiyonlarında yaşam boyu hasara sebep olduğu ve astım riskini arttırdığı bilinmektedir. Yapılan bu çalışmada C vitamininin, nikotinin akciğer fonksiyonu üzerindeki rahim içi etkisini bloke ettiği gözlemlenmiştir.

Hamileliği boyunca sigara kullanan kadınlar çalışmaya dahil edilerek, günlük C vitamini dozu verilen bir grup ve günlük plasebo dozu verilen kontrol grubu oluşturulmuştur. Doğumdan sonraki ilk 72 saat başta olmak üzere, yenidoğanların solunum fonksiyonları ölçülmüş ve C vitamini alan grubun solunumunda kontrol grubuna kıyasla daha fazla iyileşme görülmüştür. Bu çalışma hamilelikte C vitamini etkisinin güvenilirliğini gözler önüne seren umut verici bir sonuç vermiştir.

Olumlu veya olumsuz sonuçlardan bağımsız olarak C vitamininin sağlık üzerindeki pozitif etkisi bir gerçektir. Hamilelik komplikasyonlarında kullanımı ve tedavi kaynağı olma ihtimali için bilgi sınırlı olup araştırmalara devam edilmesi gerekmektedir. 

Referanslar

  • Rumbold A, Crowther CA. Vitamin C supplementation in pregnancy. Cochrane Database Syst Rev. 2005 Apr 18;(2):CD004072. doi: 10.1002/14651858.CD004072.pub2. Update in: Cochrane Database Syst Rev. 2015;9:CD004072. PMID: 15846696.

  • Basaran A, Basaran M, Topatan B. Combined vitamin C and E supplementation for the prevention of preeclampsia: a systematic review and meta-analysis. Obstet Gynecol Surv. 2010 Oct;65(10):653-67. doi: 10.1097/OGX.0b013e3182095366. PMID: 21182804.

  • McEvoy CT, Schilling D, Clay N, Jackson K, Go MD, Spitale P, Bunten C, Leiva M, Gonzales D, Hollister-Smith J, Durand M, Frei B, Buist AS, Peters D, Morris CD, Spindel ER. Vitamin C supplementation for pregnant smoking women and pulmonary function in their newborn infants: a randomized clinical trial. JAMA. 2014 May;311(20):2074-82. doi: 10.1001/jama.2014.5217. PMID: 24838476; PMCID: PMC4296045.

Görsel Kaynaklar




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yağ Asitlerinin ß-Oksidasyonu Ve Adrenolökodistrofi

  Yağ Asitlerinin ß-Oksidasyonu Ve Adrenolökodistrofi Senanur Karakuş   X kromozomuna bağlı Adrenolökodistrofi, çok uzun zincirli yağ asitlerinin (VLCFA) anormal metabolizmasından kaynaklanan peroksizomal bir hastalıktır. ABCD1 geni, X kromozomu üzerinde bulunur ve adrenolökodistrofi  proteinini kodlayarak uzun zincirli yağ asitlerinin peroksizoma girişinde membran geçişini sağlar. Yağ asitlerinin membrandan geçip peroksizoma girmesiyle uzun zincirli yağ asitleri  ß-oksidasyona uğrar.   ß - oksidasyon , ATP (enerji) üretmek için yağ asidi moleküllerinin daha küçük birimlere ayrıldığı metabolik bir süreçtir. Yağ asitlerinin oksidasyonu başlıca mitokondri organelinde gerçekleşir fakat peroksizom organelleri de mitokondridekine benzer şekilde yağ asitlerinin oksidasyonunu gerçekleştirebilir. Şekil 1   ABCD1 geninde oluşan mutasyonlar sonucu uzun zincirli yağ asitleri peroksizomların içerisine giremez. Yağ asitleri peroksizoma giremediği için parçalanamaz. Bunun sonucunda uzun zincir

Kafein Nasıl Uyanık Kalmamızı Sağlar ?

  Kafein Nasıl Uyanık Kalmamızı Sağlar ? Senanur Karakuş    Şekil 1   Adenozin, bir enerji kaynağı olan ATP’nin parçalanması sonucu oluşan bir biyomoleküldür. Adenozin, adenozin reseptörlerine bağlanarak reseptörleri aktive eder ve vücudumuza dinlen uyu komutu verir. Beynimizin gün içinde enerji kullanması sonucunda nöronların içinde adenozin miktarı artar.  Adenozin miktarının artması sonucu yorgunluk hissederiz (3).   Adenozin nöronlara bağlanarak aktive ettiği adenozin reseptörünün çeşidine göre farklı etki gösterir.   Adenozin, beyni uyanık tutan A1 reseptörüne bağlanıp aktive ederse uyanık kalmamıza yardımcı olan nöronların aktivitesi azalır. Adenozin, uykuyu başlatan A2a reseptörüne bağlanıp aktive ederse uykuyu sağlayan nöronların aktivitesi artar.   Bu iki reseptörün etkisi farklı olsa da sonuç olarak uykuyu başlatma ve uyanık kalmayı zorlaştırma etkisi oluşturur ve   uyku oluşur (1). Şekil 2: Adenozin reseptörleri ve uyku.   Uyku sırasında beynimiz enerji depolarını yenile

Haftalık Planlayıcı (Yeni Yıla Özel)

  Buraya tıklayarak yeni yıla özel hazırladığımız ücretsiz haftalık planlayıcıyı indirebilirsiniz.