Ana içeriğe atla

Gebelikte Anemi

 

Gebelikte Anemi
Gülsüm Nur Bozkurt

Şekil 1

  Gebelikte en sık görülen komplikasyonlardan biri Anemidir. Anemi, kişinin kanında yeterli miktarda sağlıklı kırmızı kan hücresi veya hemoglobin bulunmadığında ortaya çıkan bir durumdur.  Gebelikte oluşan birçok fizyolojik değişim kanda bulunan Hemoglobin konsantrasyonunu azaltıcı yönde etkilemektedir. Hemoglobin konsantrasyonu (Hb) < 110 g/L olarak tanımlanan gebelikte anemi, üçte ikisi Asya'dan olmak üzere dünya çapında 56 milyondan fazla kadını etkilemektedir. 

Şekil 2

  Gebelikte en sık görülen anemiler, demir eksikliği anemisi (DEA) ve folat eksikliği megaloblastik anemisidir. Anemiye sebep olan birçok faktör vardır. Bunlar arasında yetersiz beslenme, doğum öncesi demir ve folat takviyesi alımındaki yetersizlik daha sık görülür.  Anemi genel olarak yorgunluk, enerji eksikliği, solgun bir görünüm, zayıflık, nefes darlığı, çarpıntı (artan kalp atışı hızı veya düzensiz kalp atımı) gibi belirtiler ile ortaya çıkabilir.

Şekil 3. Gebelikte Anemi Semptomları

  Temelde DEA, artmış maternal ve perinatal morbidite-mortalite ve yenidoğanda uzun vadeli yan etkiler ile ilişkilidir. Şiddetli aneminin anne ve fetüs üzerinde olumsuz etkileri görülmektedir. Bu durum anne ölüm riskini artırdığı gibi düşük yapmaya ve erken doğuma da sebep olabilir. Aynı zamanda, çeşitli çalışmalar sonucunda demir eksikliğinin tiroid bozukluğu riskini arttırdığı da görülmüştür.  Demir eksikliği durumunda, demire yanıt vermeyen anemilerin teşhisi demir takviyesi yapılarak takip edilebilir.

  Aynı zamanda oluşan bu durumların engellenmesi için vitamin ve mineral takviyeleri, demir enjeksiyonu (kişinin demir seviyesi çok düşükse), enjeksiyon yoluyla B12 vitamini takviyesi  (pernisiyöz anemi için gereklidir), antibiyotikler (enfeksiyon nedeni ile) gerekirse antiinflamatuar ilaçlar uygulanabilir.

  Gebelikte anemi ve yan etkilerini önleme stratejileri arasında altta yatan temel sebeplerin tanısı ve tedavisi önemlidir. Ergenler de dahil olmak üzere tüm adet gören kadınlara haftalık, gebelik ve doğum sonrası dönemde günlük demir ve folat takviyesi uygulanmalıdır.

  Oral demir, DEA tedavisi için intravenöz tedaviye tercih edilir. Hamilelikte B12 ve folat eksiklikleri nadir olarak görülür ve yetersiz diyet alımından kaynaklanabilir.  Bu vitaminler embriyo oluşumunda önemli rol oynamaktadır ve dolayısıyla herhangi bir göreceli eksiklik, konjenital anormalliklere sebep olabilir. Altta yatan sebebin bulunması, bu eksikliklerin yönetimi için çok önemlidir. Hemolitik anemiler de gebelikte nadir olarak görülebilir, ancak zamanında tanı konmazsa ve uygun şekilde davranılmazsa hayatı tehdit eden komplikasyonlara neden olabilir. 

Referanslar

  • Goonewardene M, Shehata M, Hamad A. Anaemia in pregnancy. Best Pract Res Clin Obstet Gynaecol. 2012 Feb;26(1):3-24. doi: 10.1016/j.bpobgyn.2011.10.010. Epub 2011 Dec 3. PMID: 22138002. (https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22138002/

  • Williams MD, Wheby MS. Anemia in pregnancy. Med Clin North Am. 1992 May;76(3):631-47. doi: 10.1016/s0025-7125(16)30344-3. PMID: 1578961.
  • Sifakis S, Pharmakides G. Anemia in pregnancy. Ann N Y Acad Sci. 2000;900:125-36. doi: 10.1111/j.1749-6632.2000.tb06223.x. PMID: 10818399.
  • Horowitz KM, Ingardia CJ, Borgida AF. Anemia in pregnancy. Clin Lab Med. 2013 Jun;33(2):281-91. doi: 10.1016/j.cll.2013.03.016. Epub 2013 Apr 19. PMID: 23702118.

Şekil Kaynakları


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gen Duplikasyonları Ve Evrim İle İlişkileri

  Gen Duplikasyonları Ve Evrim İle İlişkileri Dilanur Gümüşkaya   Gen duplikasyonu teorik olarak, bir DNA parçasının kopyalanıp her iki kopyanın da korunduğu kromozomal mutasyondur. Fakat bu mutasyon, genomda yeni dizilimler meydana getirip yeni genlerin oluşumuna zemin hazırlayan bir durumdur. Bu nedenle duplikasyonlar canlının yeni biyolojik fonksiyonlar kazanmasını sağlayarak evrimde anahtar rol oynamaktadır.   Bir duplikasyonda kopyalanan parça genellikle orijinal parçanın hemen ardında konumlanır ve bu modele tandem (ardışık) duplikasyon adı verilir. (Şekil 1) Şekil 1 Nasıl Gerçekleşir?   Gen duplikasyonları mayoz bölünmede eşit olmayan krossover lar veya replikasyon sırasında meydana gelen hatalar nedeniyle gerçekleşebilir.   Mayoz I’in Profaz aşamasında sinaps oluşturmuş kromozomların orantısız ve yanlış eşleşmeleri duplikasyonu meydana getirir. Bu hata sonucu hem duplikasyon hem de delesyon gerçekleşir. (Şekil 2) Şekil 2   Duplikasyon, evrim a...

Kök Hücre Tedavisinde Alternatif Bir Yöntem; Lentiviral Vektörler

  Kök Hücre Tedavisinde Alternatif Bir Yöntem; Lentiviral Vektörler Dilanur Gümüşkaya   Kök hücre tedavisi, bilindiği üzere günümüzde birçok hastalığın çaresi olma potansiyeline sahip olup her geçen gün geliştirilmektedir. Bu tedavinin günümüze kadar en yaygın uygulandığı şekli ve aynı zamanda kanıtlanmış tek klinik kullanımı, Hematopoetik Kök Hücre (HKH) Transplantasyonu dur.   HKH, bireyin yaşamı boyunca kan hücresi üretebilmektedir. HKH nakli, bir hastanın içinde çoğalma ve kan hücreleri üretme amacıyla bu kök hücrelerin hastaya transferini temel alır. Genellikle kemik iliği, periferik kan ve göbek kordon kanından elde edilen multipotent hematopoetik kök hücreler hastaya nakledilir.   Kabul görmüş bu yaklaşımın kullanılamadığı çeşitli durumlar, kök hücrenin laboratuvar ortamında modifiye edildiği yeni tedavi yöntemleri geliştirilmesine sebep olmuştur. Bu modifikasyonun lentiviral vektörler aracılığıyla gerçekleştirildiği bazı tedavi örneklerine rastlamak mümk...

ESOZOM NEDİR ?

  Eksozom Nedir ? Beyza Gülçin Eracun Şekil 1 Hücrelerimiz, karmaşık bir iletişim ağı içinde sürekli olarak birbirleriyle haberleşir. Bu iletişim, sinyallerin kimyasal, elektriksel veya fiziksel yollarla iletilmesiyle gerçekleşir. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar, bu iletişim ağının temel bir parçası olan eksozomları ön plana çıkarmıştır. Peki, eksozomlar nedir ve neden önemlidir? Eksozom Nedir? Eksozomlar, 30-150 nanometre çapında, lipid bir zarla çevrili veziküllerdir. Bu veziküller, hücre içi organellerden birisi olan endozomal sistemden köken alır ve hücrelerin dış ortama saldığı özel yapılardır. Köken aldıkları hücrenin özelliklere sahip Eksozomlar, proteinler, lipitler,   miRNA ve büyüme faktörleri gibi biyomoleküller taşıyarak hücreler arası bilgi akışını sağlar. Şekil 2 Eksozomların Tarihçesi Eksozomlar ilk olarak 1980'li yıllarda, eritrositlerin olgunlaşması sırasında hücrelerden dışarı atılan veziküller olarak tanımlanmıştır. Ardından ilerleyen yılla...