Ana içeriğe atla

Sporcularda Dayanıklılık İle Alakalı Genler Nelerdir ?

 

Sporcularda Dayanıklılık İle Alakalı Genler Nelerdir ?
Elif Aydın

  Sportif performansta genetik faktörler oldukça önemli olup performans sırasında bu genetik faktörlerin etkileri bulunmaktadır. Atletik performans için önemli olan kuvvet, güç, dayanıklılık gibi bileşenler, %66 oranında genetik ile doğrudan ilişkilidir. %34’ü ise çevresel faktörlerden kaynaklanmaktadır. Bu faktörler; beslenme, ekipman, motivasyon gibi etmenler olabilmektedir. (Ahmetov ve ark., 2013; Ahmetov ve ark., 2015; Lopez-Leon ve ark., 2016).

Şekil 1

Dayanıklılık Performans İle İlişkili Genler

  Dayanıklılık sporlarında önemli belli başlı faktörler vardır. Bunlar; yavaş kasılan fibril oranı ve maksimum simal kalp debisidir. Burada yavaş kasılan fibril oranı ve maksimum simal kalp debisi genetik faktörlerin etkisindedir. Oranlara da bakıldığında da iki faktörün kalıtsal olduğu söylenmektedir. (Simoneau ve ark., 1995; Bouchard ve ark., 1999; Alonso ve ark., 2014).

  Dayanıklılık performansını da belirleyen farklı genler bulunmaktadır. Bunlardan birisi ACE genidir. (Guth ve ark., 2013). ACE geni, anjiyosentezi dönüştüren enzimin üretilmesini sağlamaktadır ve üretilen enzim proteini kesebilmektedir. Böylece renin anjiyotensin sisteminin bir parçasıdır. renin anjiyotensin sistemi, vücutta kan basıncını düzenleyen, vücut sıvılarının ve tuzların dengesini sağlayan bir sistemdir. Diğer bir bilgi olarak; ACE geni, 17.kromozomda bulunur ve bu gen kişiden kişiye farklılık gösterir. Burada oluşan polimorfizm de bireyler arasında farklılık göstermektedir.

Şekil 2

Şekil 3

  Dayanıklılık performansı ile ilişkili diğer bir gen, Peroksizom proliferatör ile etkinleştirilen reseptör a (PPARA)’dır. PPARA, protein kodlar ve hücre farklılaşması, bağışıklık ve iltihaplanma tepkilerinde rol oynayan hedef genlerin ifadesini etkilemektedir. PPARA geni aynı zamanda hızlı kasılan kas fibrillerinde, yavaş olana göre daha fazla miktarda ifade edilmektedir (Ahmetov ve ark., 2015). Bu genler dışında; ACTN3, PPARGC1A ve Gly482 genleri de bulunmaktadır.

Şekil 4

Şekil 5

  ACTN3 (alfa-aktinin-3) geni üzerine çok sayıda spor genetiği çalışması yapılmıştır. Bu gen hızlı kas kasılmalarından sorumlu glikolitik kas ipliklerinde görev yapmaktadır ve 11. Kromozomda, sarkomerlerin Z çizgilerinde yer almaktadır. ACTN3 geninin aktin fibrillerinin bağlanmasında ve hücre içi sinyal iletiminde görev yapmaktadır. (Zilberman- Schapira ve ark. 2012)

Şekil 6

Referanslar

  • Ahmetov, II, D. N. Gavrilov, I. V. Astratenkova, ve ark. (2013): The association of ACE, ACTN3 and PPARA gene variants with strength phenotypes in middle school-age children. J Physiol Sci, 63, 79- 85.
  • Ahmetov, II, ve O. N. Fedotovskaya. (2015): Current Progress in Sports Genomics. Adv Clin Chem, 70, 247-314.
  • Lopez-Leon, S., C. Tuvblad, ve D. A. Forero. (2016): Sports genetics: the PPARA gene and athletes' high ability in endurance sports. A systematic review and meta-analysis. Biol Sport, 33, 3-6.
  • Simoneau, J. A., ve C. Bouchard. (1995): Genetic determinism of fibril type proportion in human skeletal muscle. FASEB J, 9, 1091-1095.
  • Alonso, L., E. Souza, M. Oliveira, ve ark. (2014): Heritability of aerobic power of individuals in northeast Brazil. Biol Sport, 31, 267-270.
  • Guth, Lisa M., ve Stephen M. Roth. (2013): Genetic influence on athletic performance. Current opinion in pediatrics, 25, 653-658.
  • Zilberman-Schapira G, Chen J, Gerstein M. On sports and genes. Recent Pat DNA Gene Seq 2012; 6: 180-8

İnternet Kaynakları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gen Duplikasyonları Ve Evrim İle İlişkileri

  Gen Duplikasyonları Ve Evrim İle İlişkileri Dilanur Gümüşkaya   Gen duplikasyonu teorik olarak, bir DNA parçasının kopyalanıp her iki kopyanın da korunduğu kromozomal mutasyondur. Fakat bu mutasyon, genomda yeni dizilimler meydana getirip yeni genlerin oluşumuna zemin hazırlayan bir durumdur. Bu nedenle duplikasyonlar canlının yeni biyolojik fonksiyonlar kazanmasını sağlayarak evrimde anahtar rol oynamaktadır.   Bir duplikasyonda kopyalanan parça genellikle orijinal parçanın hemen ardında konumlanır ve bu modele tandem (ardışık) duplikasyon adı verilir. (Şekil 1) Şekil 1 Nasıl Gerçekleşir?   Gen duplikasyonları mayoz bölünmede eşit olmayan krossover lar veya replikasyon sırasında meydana gelen hatalar nedeniyle gerçekleşebilir.   Mayoz I’in Profaz aşamasında sinaps oluşturmuş kromozomların orantısız ve yanlış eşleşmeleri duplikasyonu meydana getirir. Bu hata sonucu hem duplikasyon hem de delesyon gerçekleşir. (Şekil 2) Şekil 2   Duplikasyon, evrim a...

Kök Hücre Tedavisinde Alternatif Bir Yöntem; Lentiviral Vektörler

  Kök Hücre Tedavisinde Alternatif Bir Yöntem; Lentiviral Vektörler Dilanur Gümüşkaya   Kök hücre tedavisi, bilindiği üzere günümüzde birçok hastalığın çaresi olma potansiyeline sahip olup her geçen gün geliştirilmektedir. Bu tedavinin günümüze kadar en yaygın uygulandığı şekli ve aynı zamanda kanıtlanmış tek klinik kullanımı, Hematopoetik Kök Hücre (HKH) Transplantasyonu dur.   HKH, bireyin yaşamı boyunca kan hücresi üretebilmektedir. HKH nakli, bir hastanın içinde çoğalma ve kan hücreleri üretme amacıyla bu kök hücrelerin hastaya transferini temel alır. Genellikle kemik iliği, periferik kan ve göbek kordon kanından elde edilen multipotent hematopoetik kök hücreler hastaya nakledilir.   Kabul görmüş bu yaklaşımın kullanılamadığı çeşitli durumlar, kök hücrenin laboratuvar ortamında modifiye edildiği yeni tedavi yöntemleri geliştirilmesine sebep olmuştur. Bu modifikasyonun lentiviral vektörler aracılığıyla gerçekleştirildiği bazı tedavi örneklerine rastlamak mümk...

ESOZOM NEDİR ?

  Eksozom Nedir ? Beyza Gülçin Eracun Şekil 1 Hücrelerimiz, karmaşık bir iletişim ağı içinde sürekli olarak birbirleriyle haberleşir. Bu iletişim, sinyallerin kimyasal, elektriksel veya fiziksel yollarla iletilmesiyle gerçekleşir. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar, bu iletişim ağının temel bir parçası olan eksozomları ön plana çıkarmıştır. Peki, eksozomlar nedir ve neden önemlidir? Eksozom Nedir? Eksozomlar, 30-150 nanometre çapında, lipid bir zarla çevrili veziküllerdir. Bu veziküller, hücre içi organellerden birisi olan endozomal sistemden köken alır ve hücrelerin dış ortama saldığı özel yapılardır. Köken aldıkları hücrenin özelliklere sahip Eksozomlar, proteinler, lipitler,   miRNA ve büyüme faktörleri gibi biyomoleküller taşıyarak hücreler arası bilgi akışını sağlar. Şekil 2 Eksozomların Tarihçesi Eksozomlar ilk olarak 1980'li yıllarda, eritrositlerin olgunlaşması sırasında hücrelerden dışarı atılan veziküller olarak tanımlanmıştır. Ardından ilerleyen yılla...