Ana içeriğe atla

GDO'lu Ürünler Hayatımızı Kurtarabilir Mi ?

 

GDO'lu Ürünler Hayatımızı Kurtarabilir Mi ?
Beste Nur Karakuş

  Dünya nüfusunun hızla artması insanlık için bir tehdit oluşturmaktadır. Yüzyıllar içerisinde dünyada herkese yetecek kadar tüketecek besin kalmaması, küresel ısınma sonucu kuraklık veya sellerin meydana gelmesi ve bunun sonucunda herhangi bir bitki türünün yetiştirilmesinin zorlaşması bu tehditlere örnektir. Genetik mühendisliği yardımıyla, normal şartlarda doğada oluşmayacak ya da oluşsa da verimi yeteri kadar olmayan besinlerin üretimi amaçlanır. Genetiği değiştirilmiş organizmalar daha yüksek verim sağlayabilir, bunun yanı sıra daha uzun süreli raf ömrü taşıyabilir. Aynı zamanda kuraklık gibi ekstrem koşullara dirençli bitkiler ortaya koyabilir.

  Bitkiler, insanların kalorilerinin bir kaynağıdır.  Hayvanlar da besinlerini doğrudan veya dolaylı olarak bitkilerden alırlar. Bitkilerin canlı kalabilmesi için dışarıdan gelen streslerle başa çıkmaları gerekir (Yıldız ve ark., 2020).  Abiyotik stres; aşırı düşük sıcaklıklar, donma, tuzluluk gibi ortamlar sonucu mahsulleri etkilemekte ve mahsul kaybına yol açan önemli bir sorundur. Abiyotik strese karşı dayanıklı olmak abiyotik stres toleransı olarak adlandırılır. Bitkilerde bu  streslere karşı duyarlı birçok gen bulunmaktadır.

  Örneğin yapılan bir çalışmada Kolin oksidaz A ( koda ) genini aşırı eksprese eden genetik mühendisliği yoluyla elde edilen pirinçten , glisin betain sentezinin  arttığı gözlemlenmiştir (Krishna ve ark., 2019). Bu da fotosentezle alakalı olan genlerin pozitif olarak düzenlenmesini, membran yapısının bir arada kalmasını ve dolayısıyla tuzluluk toleransının arttığını göstermiştir (Acar ve ark.,2020).

  GDO’lu besin denince ilk akla gelen genetiği değiştirilmiş pirinç olan altın pirinçtir. Halk arasında pirinç olarak adlandırılan Oryza sativa  dünyanın yarısından fazlası için temel besin kaynağıdır ve A vitamininin öncü maddesi olan β-karoten içermemektedir (Swamy ve ark., 2021).  A vitamini yetersizliği, ciddi bir sağlık problemidir. Özellikle çocuklarda körlüğe neden olmaktadır. Afrika gibi düşük gelirli ülkelerde yaygın görülen bir halk sağlığı sorunudur (Işıklar ve Yılmaz 2020).

Şekil 1

  Altın pirinç, normal pirincin genetiğinin değiştirilmiş halidir. Normal şartlarda beta karoten üretmeyen pirince beta karoten geni verildiğinde artık üretmeye başlar. Böylece daha verimli bir mahsul elde etmiş olunur. A vitaminini diğer besinlerden yeteri kadar alamayan insanlar için de önemli bir yiyecek haline gelmiştir. Altın pirincin içerisinde mısır bitkisinde bulunan ZmPSY1 proteini bulunur. Bakteriden izole edilen β-karoten üretimini hızlandıran CRTI proteini ve başka bir bakteriden elde edilen sürecin tamamlanmasını sağlayan PMI proteini bulunur. Yani bu proteinlerin yardımıyla bir transgenik altın pirinç elde edilir. Elde edilen altın pirinç milyonlarca çocuğun hayatını kurtarabilme potansiyeline sahiptir.

  Genetiği değiştirilmiş ürünlerin kansere yol açtığı ve insanlara zarar verdiği söylense de tarımdan ilaca kadar birçok geniş alanda kullanılırlar. İnsanlık için bu alanda yapılan çalışmalar ve başarılar çok önemlidir. Günümüzde çalışmalar devam etmektedir.

 

İnternet Kaynakları:

Resim Kaynakları

Makaleler:

  • YILDIZ, M., Fadimana, K. A. Y. A., & TERZİ, H. (2020). Kuraklık stresi ve bitki proteomiği. Gümüşhane Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi10(1), 286-297.
  • Krishna, R., Karkute, S. G., Ansari, W. A., Jaiswal, D. K., Verma, J. P., & Singh, M. (2019). Transgenic tomatoes for abiotic stress tolerance: status and way ahead. 3 Biotech9, 1-14.
  • Okan, A. C. A. R., Teker, M., Günay, E., & BALTACIER, G. (2020). Kuraklık stresi altındaki buğdayda eksojen Glisin Betain’in fizyolojik ve biyokimyasal etkileri. Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi35(3), 446-455.
  •  Mallikarjuna Swamy, B. P., Marundan Jr, S., Samia, M., Ordonio, R. L., Rebong, D. B., Miranda, R., ... & MacKenzie, D. J. (2021). Development and characterization of GR2E Golden rice introgression lines. Scientific Reports11(1), 2496.
  • IŞIKLAR, H., & YILMAZ, H. Ö. (2020). A Vitamini Yetersizliği Hastalıkları ve Önlenmesinde Beslenme Yaklaşımları. Türkiye Sağlık Bilimleri ve Araştırmaları Dergisi3(1), 45-53.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gen Duplikasyonları Ve Evrim İle İlişkileri

  Gen Duplikasyonları Ve Evrim İle İlişkileri Dilanur Gümüşkaya   Gen duplikasyonu teorik olarak, bir DNA parçasının kopyalanıp her iki kopyanın da korunduğu kromozomal mutasyondur. Fakat bu mutasyon, genomda yeni dizilimler meydana getirip yeni genlerin oluşumuna zemin hazırlayan bir durumdur. Bu nedenle duplikasyonlar canlının yeni biyolojik fonksiyonlar kazanmasını sağlayarak evrimde anahtar rol oynamaktadır.   Bir duplikasyonda kopyalanan parça genellikle orijinal parçanın hemen ardında konumlanır ve bu modele tandem (ardışık) duplikasyon adı verilir. (Şekil 1) Şekil 1 Nasıl Gerçekleşir?   Gen duplikasyonları mayoz bölünmede eşit olmayan krossover lar veya replikasyon sırasında meydana gelen hatalar nedeniyle gerçekleşebilir.   Mayoz I’in Profaz aşamasında sinaps oluşturmuş kromozomların orantısız ve yanlış eşleşmeleri duplikasyonu meydana getirir. Bu hata sonucu hem duplikasyon hem de delesyon gerçekleşir. (Şekil 2) Şekil 2   Duplikasyon, evrim a...

Kafein Nasıl Uyanık Kalmamızı Sağlar ?

  Kafein Nasıl Uyanık Kalmamızı Sağlar ? Senanur Karakuş    Şekil 1   Adenozin, bir enerji kaynağı olan ATP’nin parçalanması sonucu oluşan bir biyomoleküldür. Adenozin, adenozin reseptörlerine bağlanarak reseptörleri aktive eder ve vücudumuza dinlen uyu komutu verir. Beynimizin gün içinde enerji kullanması sonucunda nöronların içinde adenozin miktarı artar.  Adenozin miktarının artması sonucu yorgunluk hissederiz (3).   Adenozin nöronlara bağlanarak aktive ettiği adenozin reseptörünün çeşidine göre farklı etki gösterir.   Adenozin, beyni uyanık tutan A1 reseptörüne bağlanıp aktive ederse uyanık kalmamıza yardımcı olan nöronların aktivitesi azalır. Adenozin, uykuyu başlatan A2a reseptörüne bağlanıp aktive ederse uykuyu sağlayan nöronların aktivitesi artar.   Bu iki reseptörün etkisi farklı olsa da sonuç olarak uykuyu başlatma ve uyanık kalmayı zorlaştırma etkisi oluşturur ve   uyku oluşur (1). Şekil 2: Adenozin reseptörleri ve uyku.  ...

Alternatif Splice Mekanizmasının Hastalıklara Olan Etkisi

  Alternatif Splice Mekanizmasının Hastalıklara Olan Etkisi Sude Coşkun   Bizim genetik materyalimiz DNA'dır. Bu nedenle DNA çok önemli bir makromoleküldür. DNA düzeyindeki değişimler mutasyonlar bizleri etkiler ve büyük sorunlara neden olabilir. Bunun yanında DNA'dan transkripsiyon ile RNA molekülü sentezlenir ve RNA'dan da translasyon olayı ile proteinler sentezlenir.  Bu akış santral dogma olarak adlandırılır ve santral dogmaya göre bu geri dönüşü olmayan tek yönlü olaylar dizisidir. Dogma olarak kabul edilen bilgiler aslında geri dönüşü olmayan kesin bilgiler olarak kabul edilse de santral dogmada durum böyle değildir. Özellikle ribozimlerin keşfi, RNA'ların katalitik aktivitesinin keşfi ile önce RNA hipotezi ortaya atılmıştır. Bunların yanında retrovirüslerin RNA'dan DNA elde edebilmeleri de santral dogmanın geçerliliğini etkileyen bir başka durumdur. Tüm bu olaylar RNA molekülün önemini vurgular niteliktedir. Geçmişte özellikle kodlama yapan RNA'lar üzer...